Okumanıza Değer 5 Değerli Kitap Tavsiyesi
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
1-Dan Brown “Melekler ve Şeytanlar”
Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon
efsanevi gizli örgüt Illuminati’nin -Galileo zamanından beri
Katolik Kilisesi’nin bağnaz inançlarını lanetleyerek bilimin
yararlarını yücelten- hala faaliyette olup cinayetler işlediğini
öğrenince şok geçirir. Parlak bir fizikçi olan Leonarda Vetra
cinayete kurban gitmiştir. Tek gözü oyulmuş ve göğsü
örgütün sembolüyle dağlanmıştır. Bilim adamının son buluşu
güçlü ve çok tehlikeli enerji kaynağı karşımadde çalınmış ve
yeni Papa seçiminin gerçekleşeceği gün Vatikan Şehri’nin
altına saklanmıştır. Langdon, Vetra’nın meslektaşı ve aynı
zamanda kızı olan Vittoria ile medeniyeti yok olmaktan
kurtarmak amacıyla Roma sokaklarında, kiliselerde ve
katakomplarda soluk soluğa koşuşturarak 400 yıllık izi
sürerek Illuminati’nin izini bulmaya çalışırlar.
Brown bu romanda tıpkı bir hokkobaz gibi havaya yüzlerce top fırlatıp hiçbirini yere
düşürmeden okuyucuyu inanılmaz bir gerileme sürüklüyor.
2-Dan Brown “Da Vinci Şifresi”
Harvard Üniversitesi Simge-Bilim Profesörü Robert Langdon,
Paris’te iş gezisindeyken, gece yarısı, Louvre’un yaşlı
müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Langdon ve
yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu, cesedin
etrafındaki izleri takip ederek bu garip esrar perdesini
araladıkça, ipuçlarının onları Da Vinci’nin tablosuna
götürdüğünü keşfederler. Büyük usta bu sırrı herkesin
görebileceği bir yere, ünlü eseri Mona Lisa tablosunun içine
gizlemiştir.
Langdon bu garip bağlantıyı açığa çıkarınca tehlike artar.
Cinayete kurban giden müze müdürü de, Sir Isaac Newton,
Botticelli, Victor Hugo, Da Vinci ve aralarında diğer ünlülerin
de bulunduğu gizli bir kuruluş olan Sion Manastırı
Derneği’nin bir üyesidir.
Langdon, aydınlatmaya çalıştıkları bu tehlikeli sırrın yüz
yıllardır tarihin derinliklerinde gizlendiğinden şüphelenir. Böylece Paris ve Londra
sokaklarında amansız bir kovalamaca başlar. Langdon ve Neveu, kendilerini, atacakları
her adımı önceden bilen esrarengiz olduğu kadar da çok zeki olan bir adamla karşı
karşıya bulurlar. Eğer bu karmaşık bilmeceyi çözemezlerse Priory’nin büyük yankılar
uyandıracak bu çok eski gerçeği ebediyen kaybolacaktır.
1-Franz Kafka” Dönüşüm “
Kitabın ana kahramanı olan Gregor Samsa, hikayede
ailesini geçindirmekle yükümlü sıradan bir pazarlamacı
olarak anlatılıyor. Ancak roman ve hikaye dünyasının
bilindik tasvirlerinden ziyade Gregor, hayatından hiç
şikayetçi olmadığı gibi ona tutunan bir tip olarak
yansıtılıyor. Ve Gregor bir sabah, alışageldiği hayatın çok
dışında bir gerçekliğe uyanıyor. Kendini kocaman bir
böceğe dönüşmüş bulan Gregor, bunu fark ettiği ilk an
büyük bir dehşete düşüyor.
Gregor, böcek olduğunun farkına varmasının üzerinden
çok geçmeden günlük rutinini ve yerine getirmesi gereken
sorumlulukları düşünmeye başlıyor. Böylelikle Kafka’nın bu
akıl ve ironi dolu hikayesinde itaat duygusunun, göze
çarpan ilk unsurlardan biri olduğu görülüyor. Bu noktada
yazarın insan yaşamına ve düzene olan ince eleştirisi
dikkat çekiyor.
Dönüşüm’ün verdiği en büyük mesajı ise yabancılaşma duygusu oluşturuyor. Öyle ki
hikayede Gregor’un tiksindirici bir edayla anlatımının altında, kitap hakkında varılacak ilk
farkındalıklardan biri şu: İnsan bir gün gerekenden daha farklı bir halde bulunduğunda
yabancılık, kişiye en yakın olanlardan başlıyor. Hikayede Gregor’un ailesinin çaresizliği
ve ona karşı tutumu, Gregor’u olduğu kadar sizi de derinden etkileyecek.
4-Khaled Hosseını ” Uçurtma Avcısı”
Uçurtma Avcısı’nda, birlikte büyüyen Emir ve Hasan
adlı iki çocuğun hikayesi anlatılıyor. İki çocuk, ait
oldukları sınıflar bakımından birbirinden çok farklı
şartlarda büyüyor. Emir’in babası, Afganistan’ın
varlıklı ve tanınmış kişileri arasında yer alıyor.
Hasan’ın babası ise Emir’in babasının yanında
hizmetkar olarak çalışıyor.
Hasan Emir’e koşulsuz şartsız bir sevgi ve bağlılık
duyarken, Emir onu sürekli aşağılıyor. Bir gün
Uçurtma Şenliği’nde Hasan’ın Emir’i mutlu etmek için
yaptığı bir fedakarlık, çok kötü bir olayla sonuçlanıyor. Emir ise bu olaya şahit olmasına
rağmen müdahale etmek için adım atmıyor. Dahası, Hasan’a karşı düşmanca tavırlarına
devam ediyor.
Afganistan’da Sovyet işgalinin başlamasıyla bölgede yaşayan birçok kişi gibi Emir ve
babası da ABD’ye göç ediyor. Burada babasıyla birlikte eski hayatından daha yoksul bir
halde yaşayan Emir, Hasan’a yaptığı eziyetler yüzünden sürekli vicdan azabı çekiyor. Ve
günün birinde Hasan’a dair bir haber alıp apar topar Afganistan’a dönüyor. Emir’in
burada öğrendikleri ise hikayenin akışını baştan sona değiştiriyor.
5-George Orwell”1984″
Parti’nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha
kolay dayatılıyordu. (…) Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar
görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden
sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey
kalmıyordu.
George Orwell’in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın
geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği,
zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere
dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir
hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte ve
günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde,
ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz Seksen
Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca
yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır.
KAYNAKÇA:
D&R kitap özetleri ve Kitap Yurdu kitap özeti.